Msn, facebook, twitter derken sıra geldi Instagram'a.
Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Bu yüzden Instagram'da daha fazla vakit geçirmeye başladım.
Benim için biçilmiş kaftan diyebilirim rahatlıkla:-)
Sosyal medyada bulunma sebebimiz paylaşım.
Paylaşımın çeşidi çok; haber, yazı, fotoğraf... Her ne paylaşıyorsak sonunda beğenilsin, dikkat çeksin istiyoruz.
Aslında insan oluşumuzun doğal bir yansıması beğenilmek isteği.
Yediden yetmişe herkes, yaptığıyla, giydiğiyle, dediğiyle beğenilmeyi seviyor, bekliyor.
Facebook, twitter, bloglar, fotoğraf paylaşımları aslında hepsi insanların beğenisine sunulan ve geri dönüşüm beklenilen aracılar.
Instagram Twitter ve Facebook'un karması gibi. Fotoğraf yayınla, yayınlanan fotoğraflara yorum yap, beğeniyorsan beğen'i tıkla. Tüm galeriyi sevdiysen takip et.
Diğerlerinde de yayınlama, beğenme, yorumlama ve takip var. Sadece buradaki ortak payda fotoğraf.
Yapılan yorumlar zaman içinde dostluklar da kurdurabiliyor.
Karşılıklı sohbet de edebiliyorsunuz.
"Beğen" tuşunu kullanmanın yanında, yorum yazmak iletişimi daha çok besler, demiştim.
Ama burada öyle değil. Daha çok beğeni almak ve aslında takip edilmek asıl amaç. Yorum da alıyorsanız taçlandırılıyorsunuz ama takip sayınızın artıyor olması daha çok keyif veriyor.
Bunun için fotoğraf galerinizin çok iyi olması gerekiyor öncelikle. Dolaştığım galerilerde birkaç fotoğraf güzelse, beğeniyorum ama takip etmiyorum mesela.
Daha önce fotoğraf konusunda çok farklı düşünüyordum. Photoshop'a ya da Instagram'da kullanılan filtrelere şiddetle karşıydım. Fotoğraf gözümün gördüğü, benim çektiğim haliyle kalmalıydı. Rengi, ışığı, kompozisyonuyla o fotoğrafı ben çekmiş olmalıydım. Güzelse, ben çektiğim için güzel olmalıydı, değilse değil.
Sonradan "güzelleştirilmiş" fotoğrafa ben fotoğraf demiyordum:-)
Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da büyük konuştum ve dediklerimi bir bir yuttum:-)
Burası öyle bir yer ki, fotoğrafların gerçekten "güzel" olması gerekiyor. Etkileyici, çarpıcı, farklı. Hatta bazen gerçek dışı.
Ben hala gerçeğe yakın olanlarıyla ilgileniyorum ama bazen gerçek olmadığını bile bile seviyorum.
Her şekilde fotoğrafın ilk haliyle filtreden geçmiş, editlenmiş hali birbirinden çok farklı ve zaman geçtikçe maalesef kendi çektiğiniz fotoğraf size de yavan geliyor.
Aslında iş fotoğraf çekmekten çıkıp fotoğrafın nasıl editlendiğine dönmüş burada.
Bunu iyi yapıyorsanız Instagram'da popüler oluyorsunuz.
Buna direnenler ve fotoğraflarına dokunmadan yayınlayanlar var hala ama onların da çoğu profesyonel makinalarla çekim yapıyorlar ve genelde siyah beyaz çalışıyorlar.
Sonuçta fotoğraf galerilerini dolaştıkça bakış açınız değişiyor. Artık başladığınız yerde kalamıyorsunuz.
Ve tabii ben de bu çarka girdim, fotoğraflarımı edit etmeye, yani ışığıyla, rengiyle oynamaya başladım ama sonuçta onları ben çektim. :-) (Kuyruk dik hala:-) )
Tüm bunlara rağmen, hem kendim için hem diğer fotoğraf çekenler için önemsediğim ilk şey kompozisyon.
Işık, renk, efektler sonra geliyor.
En çok hayvan fotoğraflarını seviyorum, sonra yemek fotoğrafları, sofralar, siyah beyaz fotoğraflar...
Renk de seviyorum çok.
Her gün birkaç fotoğraf paylaşmaya çalışıyorum. Fotoğrafların beğeniliyor olması mutlu ediyor. Takipçim arttıkça daha da mutlu oluyorum:-)
Genelde şimdiye kadar çektiklerimi yayınlıyorum. Bazen günlük.
Instagram için anlık fotoğraf çekip koymak gerek diyorlar ama bence öyle bir gereklilik yok hatta anlamsız bile.
Fotoğraf paylaşıyorum, ne zaman çektiğimin ne önemi var ki?
Fotoğrafları pc üzerinden görmek, beğenmek ya da takip etmek için aynı anda birçok fotoğraf görebileceğiniz şekilde düzenlenmiş harika bir web sitesi var. http://web.stagram.com/
Tavsiye ederim. Sisteme kullanıcı adınızla giriş yapıyorsunuz. Telefonunuzda ya da IPad'inizdeki sistem aynı şekilde karşınızda ama kullanış kolaylığıyla.
Sözün özü; son gözdem Instagram.
İşte buradayım: http://web.stagram.com/n/nurayilbrs/
Beklerim efenim:-)
Instagrama'a dair:
-6 Ekim 2010'da kullanılmaya başlandı.
-7 farklı dilde kullanılabiliyor.
-İlk olarak APPstore'da kullanıcılara ulaşmış daha sonra android mobillerde kullanmaya başlamıştır.
-Mehme Turgut, Nihat Odabaşı, Mustafa Seven, Mehmet Kıralı ve Çiler Geçici'den oluşan seçici kurul, yıl sonunda sergide gösterilmek üzere 100 amatör Instagram kullanıcısını ve her birinin bir fotoğrafını seçecek.
-Fotoğrafların popüler olması ve takip edilmeniz için;
Fotoğrafların konularını, temalarını hashtag olarak yazmak, böylece arandıklarında kolayca bulunmasını sağlamak.
Her gün en az 2-3 fotoğraf yüklemek.
Başkalarının fotoğraflarına yorum yazmak.
Popüler kullanıcıları takip etmek gerekiyor.
Galerimden birkaç fotoğraf...
Selam, size ilk yorumum; herkes gibi bende takip ettiğim blogları okuyup geçiyorum, bir kaçı hariç yorum yazmıyorum ama yazınızın devamında " teknolojik esaret " i okuyunca hadi dedim bir başlangıç yap.Ben bir yıl öncesine kadar çevremin teknoloji özürlüsü diye dalga geçtikleri biri iken sanal aleme bodoslama daldım.Hala kendimi dijital göçmen hissediyorum, sanırım sizin paylaşımlarınızdan çok şey öğreneceğim bu yazıda olduğu gibi
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Aslında teknoloji özürlü olmak büyük özgürlük. Teknoloji için; eskiden var mıydı tüm bunlar, şimdi de olsa da olur olmasa da diyorum bazen ama olunca daha mı iyi oluyor ne? :-)
YanıtlaSilYine de çok fazla kaptırmamak lazım galiba.
Kendime de uyarım olsun:-)
hehehe post yazıp günde on kere kontrol ediyorum biri yazmışmı diye :)
YanıtlaSilfotoğraflar şahane ;)
Blogda da öyle tabii.. Normal ama.
SilKendimize yazıyor olsak yayınlamayız. Herkes okusun diye yazdığımız için merak ediyoruz okunmuş mu diye..
Gerçek bir noktaya değiniyorsun..
SilSadece blog dünyasiyla ilgiliyim. Facebook, twitter falan...bunlarla ilgim yok. Hesaplarim yok yani oralarda. Bir de instagram cikti, ondan hepten uzagim zaten. Sadece birtane blog sahibi arkadas vardi, blogunda yazmayi birakti ama orada instagram resimlerini takip etmek mümkün... onun fotolarini takip etmeyi seviyorum birtek.
YanıtlaSilYoruyor beni bu isler, hani yukarda yazmissin ya? "su gerekiyor, bu gerekiyor, sunu yapmaniz lazim, bunu yapmaniz lazim"... beni bu tarz yarislar yoruyor, birseyler "gerekiyorsa" ben orada yokum:) Artik beni asti bu teknolojiler yavas yavas... Bazen bazi seylerden uzak kalmak gercekten bir nevi özgürlük.
Ama senin fotolara da hesap acmadan bakabilmek mümkün galiba, simdi baktim da, buna sevindim:)
En güzeli senin yaptığın Ayşe'cim.
SilGerçi ben facebook ve twitter da çok fazla vakit geçirmiyorum ama yine de hesaplarım var.
Fotoğrafseverler için Instagram iyidir:-)
Üye olmadan fotoğraflarımı görebilmene sevindim:-)
En sonuncuya bayıldım.
YanıtlaSilTeşekkürler, o fotoğraf sevildi evet..
SilOrtaköy'de çekmiştim..
Bloğuma ziyaretiniz için teşekkür ederim :)
YanıtlaSilÜç sene öncesine kadar ben de tamamen teknoloji özürlüydüm.Şimdi bir ev hanımı olarak biraz olsun kendimi aştığımı düşünüyorum..
Fotolarınız güzel ve oldukça başarılı:)
Sevgiyle kalın..
Hello
YanıtlaSilBeautiful photos.
Working very tasteful!
If I may, you're very pretty.
I'm your follower.
Congratulations
kisses,
André Tavares.
Thanks for your kind words Andre😊
SilTeşekkürler...
YanıtlaSil