Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Ocak 2012

Berlin Kaplanı





Dün gittim tek başıma.
Sinema iki kişiyle belki daha zevkli ama ben yalnızken de mutlu oluyorum.
Pörtlemiş mısırımı, bademli bitter çikolatamı, suyumu aldım her zamanki gibi...
Geçtim koltuğuma.
Ata Demirer'e sempatimden, daha film başlamadan keyfim yerindeydi.
Filmi izledikçe daha da keyiflendim haliyle.

Ata Demirer'in filmlerinde bir ortaklık var; Samimiyet, duygu, komedi, romans. Ama hiç birinin altını çizmiyor.
Her bir duygu kendi yerinde, yapması gerekeni yapıyor. Zorlama, itme kakma yok.
Güzel güzel seyrediyorsunuz filmi.
Güle eğlene.

Eyvah Eyvah serisindeki gibi tempo yok belki ama yumuşak yumuşak, acele etmeden, tatlı tatlı anlatmış hikayesini.
İyi vakit geçirdim ben.

İzleyici yorumları muhtelif olacaktır mutlaka. Kimine sıradan gelebilir, kimine belki sıkıcı.
Ama iyi niyetle, samimiyetle yapılmış bir film. Böyle baktığınızda, oyuncuları da seviyorsanız ve oyunuculuklar da başarılıysa iyi vakit geçiriyorsunuz..

Umarım bekledikleri gibi karşılanır.
Zira çok büyük emek var. Kamera arkası görüntülerini izleyince anlıyor insan.
Onca çalışan, onca alet edevat, onca vakit, para, emek...
Değmiş olsun dilerim..

Almanya'da boksörlük yapan bir Türk.
Aksan çok iyi. Tam "Alamancı"
İsmini Almanya turnelerindeki koruması Ayhan'dan almış.
Dil ve boks konusunda da çalışmışlar birlikte. Ayrıca Ayhan'ı filmde boksör olarak oynatmış.

Ata Demirer sanki biraz kilo vermiş gibi.
Aslında filmden sonraki görüntülerden rahatsız olduğu için film bittikten sonra diyete başlamış.
Ama yine de filmde iyi görünüyordu..

Filmin başlangıç noktasıyla ilgili şunları söylemiş Ata Demirer:

" Bu yeni film, bir Bursa filmi. Çocukluğumdan!. Çocukluğumla ilgili bir öykü.
Ben dede merkezli bir ailede büyüdüm. Kendi ailemi yazmak istedim, öyle bir dünya kurdum.
Almanya'da yaşayan akrabalardan biri hikayenin içine girecek.
İki paralel öykü anlayacağım. Yazmaya başladım.
Ama hikayenin Almanya kısmı daha çok hoşuma gitmeye başladı.
Ve yazar kıskançlığı denen şey oldu, 40 yaşındaki enişteyi oynayacağım yerde, o Almanya'dan gelen tipi oynamak istedim.
 "Bu adam ne olsun, ne olsun, dönerci mi, şarkıcı mı?" derken, televizyonda bir boks maçı gördüm. "Boksör olsun ya!" dedim, bana yakışır."

Resmi sitelerinde filmle ilgili tanıtım yazısı da şöyle:

"Ayhan Kaplan Berlin'de yaşayan,geçimini boksörlük ve bodyguardlık yaparak sağlayan bir Türk vatandaşıdır.Ayhan ve antrenörü Cemal için işler pek yolunda gitmemektedir.İkiside artık hayattan bir mucize beklemektedir.Hikayemiz olası bir mucize ihtimalini anlatmaktadır."

Kamera arkası görüntüleri:


Röportaj kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19687475.asp








6 yorum:

  1. Amerikan film sektöründeki başarıyı bekleyerek sinemaya gittiğimizde hayal kırıcı oluyor ama asşında son zamanlar da Türk sineması baya yol katetdi.Ne kadar yalın anlatmışsın filmi, dos doğru ...Yüreğine sağlık:)

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuza güvenerek bende gitmeyi düşündüm.Zira bu aralar ciddi ciddi gülmeye ihtiyacım var

    YanıtlaSil
  3. Düşlerimden İnciler,
    Kesinlikle son dönem Türk filmleri içinde izlenebilir ve alkışlanabilir filmler var.
    Eski Türk filmleri de hala izleniyor tabii, o ayrı..

    YanıtlaSil
  4. Senem,
    Umarım film size iyi gelir:-)

    YanıtlaSil
  5. Yine altina imzami atabilecegim bir yazi (buradaki simdiye kadar okudugum tüm yazilar gibi):)
    Ben de gecenlerde izledim burada, Almanya'da. Esimle birlikte. Ben de cok yalniz gitmisimdir önceden, cok iyi bilirim o eline misilari alip koltukta tek basina oturmayi (cok da keyifli olurdu valla):)
    "Katil bahcivan" adli bir yazimda bahsetmistim bununla ilgili birseyler. Okumani tavsiye ederim:)

    YanıtlaSil
  6. Katil bahçıvanı ve diğer yazılarını okuyacağım:-)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...