Bahar Geldi Hoş Geldi!

Mart kimseyi kapıdan baktırıp kazmamızı küreğimizi yaktırmayacaksa, sanırım artık tamam. Geliyor tatlı baharımız. :-)
Hava ısınmaya başladı. Güneş artık nazlanmıyor.
Yakında ağaçlar da gelinliklerini giyerler. O zaman değmeyin keyfime!
Gözlerim doluyor her yerde o rengarenk çiçekli gelinleri görünce...

Baharın gelişi  kutlamak için bayram olduğunu biliyordum ama idrak etmemiştim hiç:-)
Nevruz Bayramı'nı dün kuzenlerimle kutladık.
Bazı gelenekleri ve  hala izlerinin sürülüyor olmasını seviyorum.
Nevruz, asırlar önce Persler tarafından kutlanmaya başlamış.
(Farsça kökenli Nevruz kelimesi yeni gün anlamına geliyor (Nev:Yeni- / Ruz: Gün) )
Her yılın 21 Mart günü Farslar, Kürtler, Zazalar, Afganlar, Arnavutlar, Azeriler, Afganlar, Özbekler, Kırgızlar, Türkmenler, Kazaklar  ve Türk Cumhuriyetlerinde resmi bayram olarak kutlanan Nevruz, Türkiye'de 1995 yılında bayram olarak kabul edilmiş ve bir gelenek olarak kutlanmaya başlanmış.
Yeni yılın başlangıcı, yeni gün, doğanın uyanışı, geceyle gündüzün eşitlendiği gün gibi anlamlar taşıyor.
Ama geleneksel anlamıyla baharın gelişini simgeliyor.

Kuzenim 60'lı yaşlarında. Baba tarafından Azeri. Anlattığına göre onların çocukluğundaki kutlamalar çok daha renkli, çok daha şenlikliymiş. Tam anlamıyla bayram olarak kutlanıyormuş.
Kuzenim bayram geleneğini sürdüren son jenerasyon sanırım.
Mümkün olduğunca eskiden ne yapıyorlarsa aynısını yaparak anılarını ve bayramın anlamını yaşamak, yaşatmak istiyor.

21 Mart günü gelmeden her evde temizlik yapılıyor. Hani bizim bahar temizliği dediğimiz temizlik.
Bolluğu, bereketi, zenginliği simgeleyen yedi çeşit kuruyemiş alınıyor. Yumurta boyanıyor. (Yumurtanın pişirildiği kaba soğan kabuğu konuyor, kabuklar yumurtayı boyuyor. Gıda boyasıyla da yapılıyormuş ama sanırım bu yol daha sağlıklı.)
Piştikten sonra yumurtanın rengi mora dönüyor.
Pişirilen yumurtalar tokuşturuluyor.
Bayramlarda nasıl ziyarete gidilir, yemekler yenir, bu bayramda da aynısı yapılıyor. 

Eskiden çocuklar kapı kapı dolaşır, "baca baca hakkı" isterlermiş. Tabir böyle: Baca baca hakkı.
Eskiden teyzem kuzenlerime kumaştan küçük bir çanta dikermiş, heybe gibi, onunla dolaşıp toplarlarmış baca baca haklarını. Aileden olan çocuklara hediyeler alırlarmış.
Kapıya gelen çocuklara kuruyemiş ve boyalı yumurta verilirmiş. Otlar yakılarak üzerinden atlanırmış.

Semeni yeşertmek diye bir gelenek daha var. Buğdayın çimlendirilmesiyle yapılan semeni, yeşilliği, doğayı, bolluğu, bereketi, baharı temsil ediyor.

6-8 Mayıs tarihlerinde de Hıdırellez şenlikleri adıyla bahar karşılanıyor. Nevruz'un kutlanma amacına ortaklık etse de Hıdırellez kutlamalarının da kendine has ayrı gelenekleri var.
Dün kuzenim harika yemekler yapmıştı. Yedik, içtik, yumurta tokuşturduk, Azeri deyimiyle Nevruzun mübarek dedik, birbimizin baharını kutladık.:-)
İlk defa böyle bir kutlamada bulundum.
Harika vakit geçirdim. Davetleri için teşekkür ederim bir kere daha:-)

Ve şimdi sıra birbirinden şahane yemeklere geldi...
Ama önce herkesin bahar bayramını kutluyor, yeniliklerle, sürprizlerle, mutlulukla, sağlıkla barış ve huzurla geçirilecek sayısız baharlar diliyorum...

Çorbanın lezzeti hakkında hiçbir fikriniz olamaz, yemeniz lazım:-)) Muhteşem! Aslında yoğurt çorbası ama sarımsak, buğday ve nohut ve tereyağı eklenmiş. Bahar şenliğinin damak şenliği bölümü diyebiliriz bu çorbaya:-)

Zibilli Pilav:-) Bayılıyorum böyle yöresel adlara ve tabii tatlara:-)

Boyalı yumurtalar

Biz de yumurta tokuşturduk:-)

7 çeşit kuruyemiş