Sevdiğimiz insanlarla olmak, sevdiğimiz
şeyleri yapmak, iyi şeyler hissettirecek filmler izlemek sağlıklı bir yas
süreci geçirebilmenin yardımcıları imiş. Öyle demişti psikiyatr.
Bunları yapacak iç bulduğumda yapıyorum.
Sevdiğim arkadaşlarım, beni seven,
önemseyen herkes beni yalnız bırakmamak, birlikte olduğumuz vakti iyi geçirmemi
sağlamak için elinden geleni yapıyorlar.
Hafta sonu dostlarımızla birlikteydik.
İyi göründüğüm günlerdendi.
Hatta sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Bazen öyle günlerim oluyor.
Hiçbir şey olmadı.
Getiriyorum güzel yüzünü gözümün önüne
ama ne hissi, ne anlamı, ne olmayışı, hiçbir duygu yok.
Anlamsız olan biten her şey.
Bazen derler ya, gidenin arkasından hiç
üzülmüyor, nasıl olabilir, diye.
Beni o gün gören biri de, üzülmüyor,
derdi belki.
Ama o üzülmüyor görülme halinin arka
bahçesinde pembe güller, kelebekler yok.
Giden herkes senin bir ilmeğini birlikte
alıp götürüyor, gün gün sökülüyorsun.
Bu böyle.
Bazen onu düşünmekten korkup
uzaklaştırıyorum aklımdan. Aklımın alamayacağı kadar korkunç bir gerçek olduğu
ve bu gerçekle baş edemeyeceğim kadar güçsüz hissettiğim zamanlarda kaçıyorum
olan bitenden. Hayata dönüyorum yüzümü.
Ama mezarlığın önünden geçerken ıslık
çalmak gibi bu.
Birkaç gündür öyle ıslık çala çala gün
geçiriyordum.
Ama bugün sustum.
Günlerdir ben galiba güçlüyüm gerçekten,
böyle böyle zaman geçecek düze çıkacağım herhalde derken...
Barış için söylenen her söz, başın sağ
olsun, rahmetli, sabır versin Allah..
Oğluma ve duruma ait her şey sanki ilk
kez duymuşum gibi şaşırtıyor beni.
Ona ne olduğunu hatırlatıyor.
Unutmuşum gibi.
Unutulmuyor, iyi olunmuyor.
Bir annenin çocuğunun artık olmadığını
kabul edip hayata kaldığı yerden eskisi gibi devam etmesinin mümkünsüzlüğünü
görüyorum.
Devam etmek gerekliliğini bilmek,
çabalamak bunu mümkün kılmıyor.
Tevekkül, dua, sabır, Allah'a sığınmak
güç veriyor elbet ama bir zaman geliyor ki bütün süngülerim düşüyor. Savunmasız
kalıyorum, bir çözüm arıyor gibi telaşla sağa sola koşturuyorken görüyorum
kendimi içimde.
Dışarıdan güçlü görünmek bile ağırıma
gidiyor bazen.
Böyle inişli çıkışlı...
Barış bir gün tatsızdı. Nedenini sordum,
anlattı.
Ama sorun yok, dedi.
"Hayat düz bir çizgi değil, mutlu
da olacağım, mutsuz da. Böyle zamanlar da olacak ki denge olsun."
Mutluluk ya da mutsuzlukla ilgisi bile
olmayan, tanımadığım, nasıl denge kuracağımı bilmediğim duygularla hayatın
içinde kalakaldım.
Hayat kendi kaldığı yerden aynı hızla
akıyor.
Beni de hızına katmış sürüklüyor.
Şelalenin döküleceği yerde neyse ki
kavuşma var.
21.02.2019
01.14
Odandan, masandan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder