Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Kasım 2007

Sarı Pipi Emre

Deniz diye bir çocuk var bu yazıda. O bir patron. Bir site patronu. Ama müstakbel.
Emre var bir de. O da çocuk. Hem de sarı pipili. :) Emre’ye yazının sonlarında rastlayacaksınız. Çok seveceksiniz. Gerçekten. Boşa yazının başlığı olmadı yani!

Deniz’ den başlıyorum.
Deniz, henüz bir ilkokul çocuğu. Annesi ve babası, ona büyüdüğünde internet ortamında sanal bir site bırakmak istiyorlar ve o bu sitenin müstakbel patronu.
Anne babanın hiç bir maddi kaygıları yok bu siteyle ilgili. Reklâm alsınlar, para kazansınlar derdinde değiller. Dertleri ne anlamadım aslında. Bunca insanı bir sitede misafir etmenin çok zor olduğunu düşünüyorum doğrusu ama onlar inanılmaz özveri ve gayretle çocuklarına emanet edecekleri mirasın başındalar.

Site, anne-çocuk konsepti üzerine kurulmuş ama sitede ki katılımcıların hepsi anne değil. Bekâr olanlar bile var. Annelerin kocaları da sitede görülüyorlar bazen. Adamlar merak ediyorlar nedir bu site, kadın her gün internet başında? Bir siteye giriyor çıt çıt yazıyor, gülüyor ekran karşısında, bazen ağlıyor... Bana hergün “anne çocukta şu oldu, şu şöyle dedi, bak şunu öğrendim” diyor.
“Neymiş bu anne çocuk?” diye geliyorlar, gelen kalıyor.
Kalan “iyi ki kaldım” diyor bir süre sonra...
Biraz zaman geçiyor, farkında bile olmadan, arkadaş toplantılarında, aile sohbetlerinde hep anne çocuktan sözedilmeye başlanıyor.

Bu sitede kadınlar çoğunlukta tabii ve hepsi birer bağımlı! Bu siteye ama. Ne dediğimi anlamanız için biraz anne olmanız, bu siteye üye olmanız ve bağımlılığı birebir yaşamanız lazım.
Ben bağımlılık sürecinizi anlatayım bir. Ön bilgi babında. :)

Şimdi, bir kere bulaştınız değil mi? Hah tamam artık internete her bağlandığınızda ilk o siteyi açacaksınız. İşten güçten fırsat bulduğunuz her an, adres bar’daki www.annecocuk.com’u tıklayacaksınız. Başka sayfalar da açık olacak ekranınızda ama “annecocuk” hiç kapanmayacak hatta sıklıkla “refresh” edilecek ki yeni yazılanlar görülebilsin.

Aklınıza gelen her konuda forum açacaksınız. Çocuğunuzun kakasını, çişini, dişini, yürümesini, konuşmasını soracaksınız. “Bu çocuk günde beş kere kaka yapıyor normal mi? Çiş eğitimine başlama zamanı geldi mi ki? Çocuğum yürümüyor! Ne zaman konuşacak bu!”
Daha neler soracaksınız. Soracaklarınızın, paylaşacaklarınızın ucu bucağı olmayacak.
Sırf çocuklar olmayacak konu. Yaşam içinde gördüğünüz, duyduğunuz, hissettiğiniz ve paylaşmayı “seçtiğiniz” herşey. Aklınıza gelebilecek her şey! Merak ettiğiniz, sormak, öğrenmek, bilmek istediğiniz herşey!

Doğum günleri kutlanacak, organizasyonlar yapılıp sanallıktan gerçekliğe geçilecek... Tanışmalar, kaynaşmalar olacak.

Neden güzel köfte yapamadığınızı soracaksınız, hamarat ellerin denediği köfte tarifleri dökülecek önünüze. Köfte üstadı olacaksınız.

Sosyal dayanışma bilinciyle açılan forumlara katılacaksınız. Çorbaya koyduğunuz tuzun çorbaya kattığı tat gözlerinizi yaşartacak.

Hastalıklar, sıkıntılar paylaşılıp azaltılacak, mutluluklar paylaşılıp çoğaltılacak. Başarılarla gururlanılacak.

Sitedeki anneler sadece anne değil. Çalışan, okuyan, eli kalem tutan, gözü kulağı dünyaya açık, sosyal, her biri diğerinden renkli insanlar. Dolayısıyla bekâr bile olsanız bu sitedekilerden çok şey öğreneceksiniz. Ayrıca anne tecrübelerinden faydalanıyor olacaksınız ki ne kadar işe yaradığını yaşayıp göreceksiniz.

Aklı başında insanlarla, doğru düzgün duruşları olan, eğitimli, kültürlü, iyi niyetli, komik, sivri, sessiz, heyecanlı, hassas, âşık, şair, yazar, cerrah, psikolog, dâhiliyeci, diş hekimi, ev kadını, bankacı, her meslekten, her halet-i ruhiyeden, Türkiye’nin ve dünyanın muhtelif köşelerinden insanla birarada olmak; onlarla “hayatınızı” paylaşmak, onların “hayatlarını” paylaşmak sizde bağımlılık yaratacak. Gündemi yakalamak, dünyada, Türkiye’de olanı biteni tartışmak, beyin fırtınaları yapmak, toplumsal kuruluşlara imzalar toplamak, denizde bir damla olmak hoşunuza gidecek...

“Hadi canım sen de” haa!
Peki. Bir hafta takılın lütfen. Bir iki forum açın. Ama önce kendinizi bir tanıtın. Çünkü sanal kandırmacalara karşı bu site. Efendi gibi kim olduğunuzu söyleyin ki güven sağlam dursun. Amaç paylaşmak olsun. Gerçek paylaşılsın.

Açtığınız forumu takip edin. Açılan forumlara bir bakın. İlginizi çekenlere yazın iki satır. Sonra siteyi şöyle bir dolaşın.
Anlatmayayım. Bu siteye girip yaşamak, bağlanmak, bağımlı olmak lâzım. Lâzım değil aslında. O, doğal süreç içinde gerçekleşecek zaten :-)
Annecocuk bir fenomen!

Ha sonra da şöyle forumlar açacaksınız; “Kardeşim nasıl bir site burası? İşten güçten oldum, aklım hep burada, sabah bilgisayarı açar açmaz buradayım. Akşama kadar hem de. Akşam da evden takip ediyorum. Yok, bu kadarı fazla. Biraz uzak kalacağım sizden.”
Böyle deyip gideceksiniz bir süre. Hatta kendinize siteye girmeme cezaları vereceksiniz. Ama bir bakacaksınız gizli gizli takip ediyorsunuz ama ziyaretçi olarak.:-)
Sonra tak edecek ve eski bağımlılığınıza geri döneceksiniz. Tabii bu defa dozunu ayarlayarak.

Sitede hep var olacaksınız, kıymetli fikirlerinizi ve varlığınızı paylaşacaksınız. Hayatınızın bir parçası haline getireceksiniz bu siteyi. Arada bir kızıp gideceksiniz. Bu da var tabii. Onca insan, ayrı kültür, ayrı cins, ayrı yaşam, ayrı fikirler. Birarada olmaları zor. Ama zor başarılıyor bu sitede. Hoşgörüyle, empatiyle, iyi niyetle çözülüyor sorunlar. Küsen de geri geliyor sonra zaten :-) Kürkçü dükkânı burası.

Benden söylemesi.

Ha anne çocuk sitesinde bir de şikâyet var. Buzdolabı servisi şikâyet edilir, bazen ekmek fırını, bazen bir taksici, bazen patronlar, iş arkadaşları, bazen kocalar çekiştirilir, bazen kayınvalideler...
E ana mevzu, ortak payda çocuklar. Tabii olarak zaman zaman en büyük şikâyetler çocuklardan oluyor. Hele iki yaş sendromu annelerinin söyleyecekleri bitmez. Şikâyetler sabırla dinlenir. Tecrübeler paylaşılır, önerilerde bulunulur.

Bazı şikâyetlere de gülmekten ölünür!
Siteye yazılan en iyi şikâyet yazısı seçilir hatta. Aslında en iyi yazı bence...
“Bir annenin çocuğuna öfkesi bu kadar mı güzel anlatılır?” denir mesela. Sonra herkes bu öfkeyi okusun istenir.

Şikâyet sahibi Abu Dhabi’de yaşayan bir anne.
Şikâyet edilen çocuk sarı pipili Emre:-)
Hadi okuyunuz. Keyifleniniz. Melek yüzlü şeytanın annesine neler yaptığını görünüz.

Ha bu arada siteye bağımlanmayı unutmayınız. En azından bir doz alınız canım. Ben öneriyorum bakın. Benden size zarar gelmez korkmayın. Tek doz zaten. Devamı nasılsa gelecek. :)

Melek Yüzlü Şeytan

İşte seni bugün buradan ifşa ediyorum! Bütün teyzelerin bilsin ne mal olduğunu, beni nasıl hayata küstürdüğünü, tansiyonumu fırlattığını, sinirden ağlattığını.
Pis çocuk, kaka çocuk, nankör evlat, sarı pipi Emre!

Oğlum, evladım, ben seninle daha ne kadar uğraşacağım, ne zaman adam olacaksın?
Hayır, tamam onu kastetmiyorum, erkekliğinden şüphem yok da ne zaman insan olacaksın? Normal davranacaksın? Onu merak ediyorum.
Elin anneleri altı aylık bebeyle cillop gibi gezerken, neden benim elbiselerim tekme izleriyle dolu? Niye bluzlarım ekstra large hııı?

Cevap veeer?

Niye her sabah beş yıldızlı otel hizmeti verdiğim halde, ne istersen onu pişirdiğim ve abidik gubidik süslediğim halde, tabaklar üç saat sonunda neden köşesinden tırtıklanmış halde mutfağa geri gidiyor? Niye yenmiyor ulan o yemekler vicdansiz? Senin ne emeğe, ne üreticiye, ne çiftçiye saygın yok! Hepsini geç, annene saygın yok yerden bitme mum bacaklı Emre!
Gece yatmak bilmiyorsun, yatınca ne yaptığını bilmiyorsun, her gece göğsümdeki dikişlere on tekme indiriyorsun ve ben seni hala yatağima alıyorum nankör evlat!

-Elini yıka Emre.
-Sen elini yıka!
-Banyo yapalım Emre.
-Sona enne sonaaa, daha kirlenmedim ki ben!
-O civcivleri mıncıklama Emre.
-Senene enne, sen eve git enne..
-Emreeeeee!!
-Aptal şey enne, kıskancı kadın (kıskanç kadın)
-Emre elini çek pipindennn!!
-Hımm çok büyümüş!
-Evet tabii elin de büyüdü, ayakların da, pipin de. Büyüyorsun işte...
-Hımm pipim çok büyümüş, çok yidim ya ondan!
-Çek eliniiii!!
-Çekmem ki ki kii
-Emre yüzünü yıka!
-Üşürüm ben yıkayamam!
-Emre dişini fırçalaaa! Ben yatıyorum.
-10 min more.
-Ok.
-10 dakika bittiii!!!!
-7 min more.
-Aaaa!!!
-6 min ????

İşte hanımlar beyler, 17 ay emzirdiğim, üstüne titrediğim, kepçe kulaklı oğlumun son durumu budur. Dualarınızı bu zavallı arkadaşınızdan esirgemeyin.

Benim için çocuklarınızın poposuna bi şaplak yapıştırın. Her an onlar da bir canavara dönüşebilir. O masum suratlara kanmayın!

Ben bu yazıyı yazarken emre bir bardak sütü yerlere boca etti ve bir saattir didiklediği kahvaltısını bitiremedi ve şu an cezalı.
Üçe kadar yemek yememe cezası verdim.

Sanki çok umurunda onun!
Pis Emre! Kaka Emre!!!

2 yorum:

  1. Cok güzel yaa... bayildim bu annenin sikayet yazisina!:)

    Annecocuk.com'a iki gündür göz atiyorum ama daha tam vaktimi ayirip inceleyemedim. Ilk firsatta daha detayli dolanicam orada. Cok tesekkürler bu güzel paylasimlar icin:)

    YanıtlaSil
  2. Ah o anne ne çatlaktır bilmezsin:-) Daha ne deliler var bu sitede.. Eğlenceli, bol paylaşımlı, öğretici bazen, geliştirici hatta, dönüştürücü.. Yıllardır oradayız, kopamıyoruz da:-)
    Site yenilendi, alışmaya çalışıyoruz yeni haline.
    Yeni gelenler oluyor, eskilerden hala orada olanlar var..
    Zengindir sitemiz..
    İnsanı zengindir..
    Genel forum daha aktif. Ama diğer bölümleri de dolaşabilirsin tabii..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...